2 Nisan 2009 Perşembe

Seyahatnamelerde Trabzon

trabzon1 SEYAHATNAMELERDE TRABZON

Trabzon’u ziyaret eden ve onu kitaplarına aktaran seyyahlar her devirde olmuştur. Bu seyahatnamelerde yazdıkları hususlar o dönemle ilgili fiziksel görünüm ve sosyal yaşantı hakkında çarpıcı bilgiler verir. Bu bilgilerin ışığında günümüze yapacağımız bir yansıtma ile keyifli bir fikir jimnastiğine ne dersiniz.

THEOPHILE DEYROLLE:1869

Fransa hükümeti tarafından Türkiye’nin şark vilayetlerinde bir inceleme seyahatine gönderildiği bilinen Theophile Deyrolle ,aslında bir natüralist

ressamdı. 1869 yılında, Trabzon vilayetinden başlayarak bu bölgedeki şark vilayetlerini dolaşıyor. Seyahat notlarının arasında Trabzon’la ilgili bilgilerden yaptığımız alıntı aşağıdadır.

Trabzon Şehri deniz kenarında kademeli şekilde kurulmuştur. Denizden görünüşü çok güzeldir. Kıyıda parlak renkli pitoresk(resim konusu olmaya elverişli, güzel görünümlü)evler sıralanır. Portakal ve zeytin ağaçları arasında zarif mermer sütunlara benzeyen minareler yükselir. İnsana gülen ve iç açan bu tablo ile eski Trabzon Kalesi kalıntılarının haşin çizgileri tezat bir durum oluşturur.

trabzon2

 

 

 

 

 

 

 

trabzon3

Dört vapur şirketi Trabzon’a haftada bir sefer yaptırırlar. Denizin kıyısı çok derin olmadığından büyük vapurlar açıkta demirlerler, yolcularını kayıkla kıyıya, iskeleye çıkarırlar. Kazıklar üstüne oturtulmuş bir taş iskelesi varsa da; üzeri genellikle tüccar eşyası ile dolu olduğundan, yolcular yarı bellerine kadar suya giren hamalların sırtında karaya çıkarlar.

trabzon4

Şehrin başlıca çarşısı, Hıristiyan mahallesindedir. İlk bakışta sadece Avusturya ve İsviçre pamukluları, Avrupa’nın çuha ve oyuncakları ile görünen bu çarşıda İran’ın, Horasan’ın, İzmir’in en güzel halıları; Halebi’n, Diyarbakır’ın, Bursa’nın değerli taşları, antika silahları ve çok eski çağlardan kalmış paralar bulunur.”Bitpazarı”denen çarşı Anadolu’nun türlü soydan tüccarlarını bir araya toplar ve karakter ayrılıklarını canlı olarak gözler önüne serer. Küçük küçük dükkanlarda hiç durmadan kahve ve nargile içilir,sürekli şekilde bir tellal sesi işitilir.Türk sanat ehli,ciddi ve sessizdirler.Çubuğunu içer ve sükunet içinde gelecek müşterisini beklerler.Malının değeri sorulunca ağzından tek bir rakam çıkar.Malın kesin fiyatı budur.Artık pazarlık etmeye kalkışmak yararsızdır.Müşteri ne söylerse söylesin bu fiyat değişmez ve bütün sözlerin karşılığı aşağıdan yukarıya bir baş hareketinden ibaret dükkancının tavrıdır.Bu harekete dilin damağa çarpmasından çıkan bir ses de eklenir.Rum ve Ermeniler ise,müşteriye seslenir,elbisesinden tutup çeker,onu laf sağanağına tutar.Kardeşim,ruhum,dostum gibi tatlı sözler söyler ve bu arada gösterdikleri mallara iki kat fiyat isterler.ermeni tüccarlar Rumlardan daha ağırbaşlı ve doğruluktan yanadırlar.İranlı bezirganlar ise genellikle Türklerin meziyetleri ile Hıristiyanların kurnazlıklarını benliklerinde toplamışlardır.Huyları uysal ,davranışları sevimli olup dudaklarında hep bir gülümseme vardır.

trabzon5

Trabzon da her ne yandan olursa olsun, dönüp dolaşıp çıkılan yer, Meyve Pazarıdır. Tahta,barakaya benzer dükkanların arasından bir dere akar.yerlerde ayak altlarına serilen meyveler göz alıcı renkler taşırlar.Az ötede nalbantlar vardır.Daha beride kuyumcular;kirli,kara ve küçük dükkanlar içerisinde şaheserler yaparlar.BİTİŞİĞİNDE Terziler Çarşısı esnafı,genellikle Ermeni lerdir.Daha sonra Şekerciler,Lokumcular,Lokmacılar,Kavurmacılar ve öteki yiyecek satıcıları sıralanırlar.arabacılar,saraçlar,Kunduracılar,Çizmeciler veBakırcıların çarşıları da dikkat çekicidir.Kahvehaneler doğudaki diğer kahvelere benzerler,ancak buradaki kahvehaneciler aynı zamanda berberlikte yaparlar.

trabzon6

Şehrin nufusu 40.000 dir.Müslümanların büyük bölümü tüccar ve balıkçıdır.İranlılar tüccar ve işçidirler.Ermeniler Grogeryen ve Katolik olmak üzere ikiye ayrılmışlardır.Çapraz yelekleri,kısa ceketleri,geniş kuşakları vardır.Başlarına genellikle fes giyerler.Rumlar din ve politika işlerine çok düşkündürler.Evlerin dışında hangi din ve milliyetten olursa olsun bütün Trabzon kadınları çarşaf giyerler.Zenginler beyaz üzerine geniş menekşe kafesli(kare çizgili) çarşaf,yoksullar küçük beyaz ve mavi kafesli ççarşaf giyerler.Bazılarının yüzünde  siyah bir peçe de bulunur.Yollar çok çamurlu olduğundan ayakkabılarının altına biirerde nalın giyerler.Kadınların ev kıyafetleri çok güzeldir.Bir genç kız veya kadının zenginliği boynundaki ve başındaki altınlarla ölçülür.

trabzon8

Köy yollarında ağaç oluklu ya da taştan yapılmış bir çok çeşme vardır.Bunların çoğunu dinine bağlı iyiliksever insanlar yapmışlardır.Dağ çeşmeleri ise içi oyulmuş büyük bir ağaçtan ibarettir.Hayvanlar ve sürüler burada sulanırlar.Ormanlarında ve kırlarında dikkat çekici türlü bitki ve böcekler bulunur.Zigana her türlü ağaçlarıyla eşsiz güzelliktedir.Balahor Yaylasından inen ve Tirebolu yakınlarından Karadeniz’e dökülen Harşıt Suyu üzerindeki Karaçukur kütükçüleri,Van Gölü kıyısında ve Doğu Anadolu’nun çok az bilinen dağlarında buldukları urlu ceviz ağaçı kütüklerini,300-1000 kiloluk parçalar halinde alıp getirebilirler.En yüksek yerinden denizin görüldüğü Karaçukur Yaylalarının erkekleri son derece güçlü,kadınları son derece güzeldi.Buradan altın sarısı tütünleriyle ün yapmış Pulathaneye inilir.

Kaynak:Yurt Ansiklopedisi

Hiç yorum yok: